Elif Esen: Dindarların laikliğin kıymetini en iyi bilmesi gerektiğini dönemi yaşıyoruz

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen, iktidarın dini söylemlerle ekonomik krize karşı sabır çağrısında bulunmasına tepki gösterirken "Muhafazakar kesimin gözünü kulağını açıp, dindarlığın kullanılmasına, siyasete malzeme yapılmasına izin vermemesi lazım. Belki de laikliğin kıymetini muhafazakar kesimin, dindar kesimin, en iyi anlaması gereken dönemi yaşıyoruz" dedi.

HM
Haber Merkezi Editör
YAYINLAMA
29 Haziran 2022 15:05
GÜNCELLEME
29 Haziran 2022 17:02
Elif Esen: Dindarların laikliğin kıymetini en iyi bilmesi gerektiğini dönemi yaşıyoruz
HM
Haber Merkezi Editör

Deva Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu oldu.

Üniversite hayatına kadar apolitik bir insan olduğunu söyleyen Esen, 28 Şubat sürecinin kendisi için bir kırılma noktası olduğunu belirtti.

Esen, 28 Şubat sürecinde samimi dindarların zarar gördüğünü belirtirken " Erkekler, iş ve eğitim hayatını sürdürürken, kızların bu hakları elinden alındı. Başörtülü olduğum için o dönemde toplumdan dışlandım. Evde yaşamaya mahkum edildim."  dedi.

Yaşadığı bu olayların 2002'de AK Parti'nin kurulmasıyla kendisini siyasette ittiğini aktaran Esen, davet üzerine siyasette girdiğini söyledi. AK Parti'den kopuş sürecinin 2007-2008'de başladığını belirten Esen, 2015 yılında tamamen ayrıldığını ifade etti.

DEVA Partisi'nde siyasete başlamasında ise Ali Babacan'ın duruşunun ve söylemlerinin etkili olduğunu aktardı.

"İnsanlar itibarlı ve saygın dönemlerinde siyasete nokta koymalı"

AK Parti'ye yönelik eleştirilerde bulunan Esen " Ne yazık ki kuruluş değerlerinde çok büyük erozyonlar oldu. AK Parti ilk yola çıktığında, hak, hukuk, adalet dedi. 3 'Y' ile mücadele edeceğiz dediler. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Bugün dönüp baktığımızda çok içler acısı bir tablo var. Ve bu yönetilememek krizi bu beceriksizlik artık bireye dayandı. Artık bireye nasıl dayandı? Asgari ücret 4.250 TL. Yükseltilmesi düşünülüyor ama ne kadar yükseltilse de bugün ki enflasyon ve gelir erimesinde çare olamayacağını düşünüyorum. Bir emekli maaşı 2.500 TL'den bahsediyorsak demek ki bugün AK Parti toplumun gerçeklerinden, hayatın gerçeklerinden kopuk devam ediyor. Halen biz çok iyiyiz, halen biz bu işi çok iyi biliyoruz , halen biz ekonomistiz diyerek göğüslerini gere gere ekranlarda arkadaşlarımız konuşuyor. Ben düştükleri durumu da çok üzülüyorum. İtibarlı bir şekilde siyaseti bırakmak, bir futbolcu gibi jübilesini en parlak döneminde yapmak bence siyasiler içinde gerekli diye düşünüyorum. İnsanlar itibarlı ve saygın dönemlerinde siyasete nokta koymalı. Genç yetişen ekiplere deneyim aktarımı yaparak devretmeliler görevleri. Koltuklar bizde ölene kadar devam ediyor bu da doğru değil." diye konuştu.

"Kadın siyasetten koptu"

Esen, 28 Şubat sürecinde mağdur olmuş kadınların AK Parti'den koptuğunu söyledi.

Kadınların genel olarak siyasetten kopmaya başladığının da altını çizen Esen "Kadın bugün siyasetten kopmuş durumda. AK Parti'den de kopuyor. Arkadaşlarımızın, ekiplerimizin içine dahil olanlar var. Ve bunun dışında bu mahalle baskısı ile... Ciddi bir mahalle baskısı var. AK Parti'den çıkan siyasetten soğuyan kadınlar var. Bir kısmı halen içeride tutuluyor, bir kısmının da konuşması yasak. Sen nasıl onun tweetine like koyarsın, ona nasıl iltifat edersin gibi tepkilerle insanlar baskılanıyor. Bir kısmı da otoparkta park etmiş durumda ama AK Parti'ye oy vermeyecek." diye konuştu.

Küskün kadınların oy kullanmamayı tercih ettiğini ifade eden Esen sözlerine şöyle devam etti;

Mahalle baskısı ile AK Parti'ye oy vermeyeceğini biliyor kadın. Ama hangi partiye oy vereceğine de karar vermemiş. En kötüsü de oy vermem diyor. Bu çok yaygın ve en kötüsü de bu. Oy vermemek. Çünkü o verdiği zaman geleceğini belirliyor. Bu seçim oy vererek geleceğini belirleyeceği, evladının ve kendi geleceğini belirleyeceği en önemli seçim. Bugün berbat bir durumdayız. Yerlerde sürünüyor ekonomimiz. Yönetilememezliğin, beceriksizliğin en alasını gördüğümüz bir dönemdeyiz. Ama kadın o yeniden refahı yakalayabileceği günlere, kendisine hangi partinin taşıyabileceğini, hangi parti de ekonomi ile ilgili uzmanların olduğunu, hangi parti de kendisini önemseyen siyasilerin olduğunu gözlemleyip oy vermek zorunda.

"Laikliğin kıymetini dindar kesimin en iyi anlaması gerektiği dönemdeyiz"

İktidarın dini söylemlerle, ekonomide yaşanan sıkıntılara karşı sabır dilemesini eleştiren Esen "İlk inen ayet oku. Okumaya bu kadar kıymet veren bir dinin mensuplarıyız. Ben dinin de bireysel yaşanması gerektiğini, kimsenin sürü psikolojisine girmesi gerektiğine inanlardanım. Bugün yaşadığımız muhafazakarlık, kadının eve kapatıldığı, kadının sosyal hayatta olmadığı muhafazakarlık, peygamber efendimiz zamanından gelen dinle alakalı olmayan pek çok şeyler barındırıyor. Evet din sabrı söylüyor, ama din aç kal demiyor, midene taş bağla otur demiyor. O zaman burada muhafazakar kesimin de gözünü kulağını açması, dindarlığın kullanılmasına, siyasete malzeme yapılmasına izin vermemesi lazım. Belki de laikliğin kıymetini de muhafazakar kesimin, mütedeyyin, dindar kesimin, en iyi anlaması gereken dönemi yaşıyoruz. Laiklik nedir, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din insan öldüğü zaman sadece sevap ve günahlarından sorumludur. Ama din ve devlet işlerini birbirine karıştırdığınızda, işte devlet adamları, devlet büyükleri, sabredin, aç oturun, dinin gereği diyor. Dinin gereği değil o. O onların söylediği şeyin gerekliliği" şeklinde konuştu.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa