Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 20 yıllık AKP iktidarı döneminde öğretmenlerin maruz bırakıldığı sorunları dile getirdiği mesajında “bilim için, bilgi için ARGE yapması gereken öğretmenlerin geçinmek için ARGE yaptığı bir düzen!” diyerek şunları kaydetti:
"Bu iktidarın "fikri hür, vicdanı hür" bireyler yetiştirmek amaç ve hedefi yok"
"Bugün, 20 yıldır kutlanacak neden bırakmadıkları bir gün daha; bugün Öğretmenler Günü.
Keyfi bir iktidarın keyfince düzenlemeleri ile, her bir bakan değişiminde sistem değiştiren anlayış ile, mesleklerinin saygınlığını bitiren bir idare ile, kendilerini ikinci bir işte çalışmaya muhtaç eden beceriksizlik ile, kendisini ‘aday’, ‘sözleşmeli’ ve son olarak da ‘Meslek Kanunu’ adı altında ayıran bir garabet ile 20 yıl!
Her yere dini, dini değerleri istismar edebilecekleri biçimde sokan AKP iktidarının bir tek vicdanında, politika ve eylemlerinde bu değerlerin yeri olmadı. Olsaydı "cehaletin feraseti"ne güveneceklerine, “ilmin ve bilimin kabiliyeti”ne güvenirlerdi.
“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir. Ona basit bir kütle denir, millet denmez” diyor Baş Öğretmenimiz Atatürk. Tek derdi kendi kazancını korumak, kendini kurtarmak olanların bu veciz sözden anlamadıkları aşikâr!
Bu iktidarın "fikri hür, vicdanı hür" bireyler yetiştirmek amaç ve hedefi yok. Bunun neticesi; katma değer üretemeyen, üretmeden tüketen, ithalata dayalı bir ekonomi anlayışı, bilgi ve teknoloji üretiminde günbegün düşen kapasite, doğduğu ülkede gelecek hayali kuramayan nesiller.
Neticesi; bilim için, bilgi için ARGE yapması gereken öğretmenlerin geçinmek için ARGE yaptığı bir düzen!
Neticesi; geçmişte aşk ile özdeşleşen bir mesleği karın tokluğuna ifa eden, ertesi gün nasıl doyacağı, zaten bir lokma olan ve enflasyona karşı gün gün eriyen maaşını nasıl yetireceği kaygısı ile yaşayan, mutsuz, umutsuz öğretmenler.
Bir AKP deyişiyle söyleyelim; AKP sebeptir, eğitimde geldiğimiz yer, öğretmenlerin sorunları, beyin göçü ise sonuç!
Hür düşüncenin, demokrasinin gelişmesi tüm bu sorunlar için tek çözümdür. Sadece gelişmiş bir ekonomi için değil, katma değer ve bilgi üreten, refah üretip ihraç eden bir ülke için de demokrasi ve adalet en temel girdidir. Bu amaçla bizim anlayışımızda eğitim, eğitimde fırsat eşitliği ve elbette öğretmenlerin refah seviyelerinin artması gerçek bir bekâ meselesidir.
Bu duygularla ve tespitlerle; öğretmenlerimizin siyasi çekişmelere ve kadrolaşma kaygısına konu edilmedikleri, gelecek kaygılarından ve maddi imkansızlıklarından uzak, mesleki saygınlıklarına yeniden kavuştukları, üretebildikleri ve “üreten çocuklar” yetiştirebildikleri yarınlara kavuşmasını temenni ediyorum.
Görevi başında şehit olmuş, diplomasını hayatı için vakfiye bilmiş, ahrete intikal etmiş öğretmenlerimizi, Başöğretmenimiz Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyor; bizlere, dünlere, bugünlere emek vermiş, yarınlara da emek verecek olan öğretmenlerimizin önünde saygı ile eğiliyorum.”
