Türkiye’deki Tüm Kent Konseyleri, Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde “Dayanışma Depremden Güçlüdür” temasıyla, başkentte bir araya geldi.
Zirvede kentsel, toplumsal, sosyolojik ve psikolojik yönleriyle deprem gerçeği ele alındı. Programa belediye başkanlarından büyükelçilere, sanatçılardan bilim adamlarına kadar toplumun tüm kesimlerinin katılım sağlandı.
Programda bir konuşma yapan ABB Başkanı Mansur Yavaş, deprem ve sel felaketinde yaşananlara ilişkin konuştu.
Depremin yaşandığı 6 Şubat'tan beri alanda olduklarını ifade eden Yavaş "Ama tek yaptığımız kurtarma çalışması. Deprem olduktan sonra yardıma koşmak, onları kurtarmaya çalışmak mesele değil. Kamu yöneticilerinin en önemli görevi önce afete hazırlık. Afetin olmasını engellemek." dedi.
" Toprak artık suyla buluşmuyor"
Şanlıurfa'da yaşanan sel felaketinin geçtiğimiz sene Ankara'da da yaşandığını aktaran Yavaş, selin nedenine ilişkin " Devlet Su İşleri, büyükşehir belediyesine yazı yazmış, taşkın sahalarını belirlemiş, buraları bir an evvel ıslah edin demiş. Bazılarının projesi yapılmış, ama hiç birinin ıslahı yapılmadığı gibi taşkın sahası denilen yerlere de gökdelenler dikilmiş, binalar yapılmış. Bütün konutların, şehrin yüzde 3’üne sıkıştırılmış. Toprak artık suyla buluşmuyor ve hepsi yan yana durduğu için ısı yayıyor, dolayısıyla şehir selleri oluyor. Ondan sonra kalkıp, mazgal temizlenmedi falan filan demenin bir anlamı yok. Biz afeti üzerimize çekiyoruz. İbrette almıyoruz." dedi.
" Rant uğruna önce imar veriyoruz"
Rant uğruna ovaların imara açıldığını belirten Yavaş "Hala ovalara imar veriliyor. Ankara’da da veriliyor. Ovalara verilen imar sadece binaların sağlamlığıyla ilgili değil, ekolojik dengeyi de bozuyor. Oralarda toprağın suyla buluşması lazım. Örnek Kahramankazan, Yenikent Sincan üzeri…nerede tarım arazisi varsa buralar sanayi arazisi adı altında imara açıldı. Aynı yerlerin üst kısmında bütün mülkiyete ait olan tepeler bomboş. Rant uğruna önce imar veriyoruz, sonra yıkılınca niye yıkıldı diyoruz. Afet olmadan işe başlamalıyız." şeklinde konuştu.
" Türkiye’de en dinamik kuruluşlar belediyeler"
Deprem bölgesindeki koordinasyon eksikliğinin ise liyakatsızlıktan kaynaklı olduğun altını çizen Yavaş sözlerine şöyle devam etti:
"Bu depremde gördüm, hiçbir kamu kuruluşunu incitmek istemem ama liyakatın olmadığını gördük. Kendiliğinden sivil toplum ortaya çıktı. Evet 1400 belediye oradaydı, fakat belediyeler kendiliğinden hareket etti. Şuan da Türkiye’de en dinamik kuruluşlar belediyeler. İl özel idarelerin bütün araçları bizde . Herhangi bir büyükşehir belediyesine hazır olun şuraya gidiyorsunuz denildiğinde en az 500 araç, 2-3 bin personel 5-6 saatte orada olur.
Depremin üzerinden 40 gün geçtiğini söylüyorum, siyaset yapmak içinde söylemiyorum. Siz depremin birinci günü siz ‘parti teşkilatlarımızla, belediyelerimizle sahadayız’ derseniz, oradaki kamu kuruluşları şöyle anlarlar “Siz sadece şu belediyelere hizmet edin, onlarla çalışın, diğerleriyle çalışmayın” mesajını alırlar. Halbuki şöyle söylemeniz lazım “bir afet var, belediyeleri sivil toplum kuruluşlarını göreve çağırıyoruz. Hep birlikte bu enkazı kaldıracağız” demeniz lazım. Buna rağmen sorun yaşatan var, yaşatmayan yöneticiler var."
