Mimar Sinan , 1489 veya 1490 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun bugünkü Kosova topraklarına yakın olan Ağırnas köyünde doğdu. Asıl adı "Josip" idi ve doğumunda Hristiyan bir aileye mensuptu. Döneminde, çocuklar devşirilerek Osmanlı hizmetine alınıyordu ve genç Josip de 1520'lerde Osmanlı ordusuna asker olarak katıldı. Kendisine "Acemi Oğlanlar" adı verilen bu birliğe katıldığında, adı "Sinan" olarak değiştirildi ve Müslüman oldu.
Sinan, askerlik kariyerinde başarılı oldu ve kısa sürede yüksek rütbeye yükseldi. Daha sonra saraydaki mimarlık eğitimine katıldı ve mimarlık yetenekleri keşfedildi. İmparatorluğun baş mimarı olan Mimar Acem Ali'nin yanında çalışmaya başladı ve onun gözetiminde mimari bilgisini geliştirdi.
Mimar Sinan, yaklaşık 50 yaşında iken, I. Süleyman'ın başmimarı oldu ve padişahın emirleriyle birçok önemli yapıyı inşa etti. Kariyeri boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nda çeşitli eyaletlerde ve başkent İstanbul'da pek çok önemli yapıyı tasarlayıp inşa etti. Çalışmaları sırasında geleneksel Osmanlı mimarisini yeni teknik ve estetik unsurlarla birleştirerek döneminin en ünlü mimarlarından biri haline geldi.
Mimar Sinan, uzun ve verimli bir yaşamı boyunca toplamda 80'in üzerinde cami, 50'nin üzerinde medrese, 30'un üzerinde köprü, 20'den fazla hamam, 10'un üzerinde saray ve kervansaray, 3 büyük su kemerinin yanı sıra çeşitli hastaneler, mektepler ve diğer yapılar inşa etti.
1588 yılında, 98 veya 99 yaşında, İstanbul'da vefat etti. Ölümü, Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük mimarlarından birinin kaybı olarak kabul edildi ve İstanbul'daki Süleymaniye Camii'nin bahçesine defnedildi. Mimar Sinan'ın mirası günümüzde hala hayatta olan ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gören eşsiz mimari eserleridir. Onun yapıtları, Türk ve dünya mimarisinde önemli bir yer tutar ve Türk kültürel mirasının zenginliğini gösterir.