Türkiye'nin müzik tarihinde iz bırakan Cemal Reşit Rey, Türk Beşleri'nin efsanevi bir üyesi olarak kabul edilir. Yalnızca klasik eserler değil, Onuncu Yıl Marşı ve Lüküs Hayat gibi popüler çalışmaları da büyük ilgi görmüştür. İstanbul Şehir Orkestrası'nın öncüsü olarak orkestranın temellerini atmıştır.

Cemal Reşit Rey, 24 Eylül 1904 yılında Kudüs'te, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli bir ailesine dünyaya geldi. Babası Kudüs mutasarrıfı, annesi ise Sadrazam İbrahim Edhem Paşa'nın torunuydu. Müzik yeteneği çocuk yaşlarda belirginleşti ve ilk müzik eğitimini annesinden aldı. Ailesi, babasının görev değişikliği nedeniyle İstanbul'a taşındı.

Çocukluk yıllarında piyano eğitimine başlayan Cemal Reşit Rey, Galatasaray Lisesi'ndeki eğitimine devam ederken ailesiyle birlikte Paris'e yerleşti. Paris'te, dönemin ünlü müzik insanları tarafından yeteneği keşfedilerek eğitimine katkı sağlandı. Marguerite Long gibi önemli müzik pedagogları tarafından eğitildi.

I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine ailesiyle Cenevre'ye taşındı. Burada Cenevre Konservatuvarı'nda eğitimine devam etti. Eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul'a döndü ve Cumhuriyet döneminin ilk müzik eğitim kurumlarından biri olan Darülelhan'da görev aldı.

Sanat yaşamı boyunca çok sayıda topluluk kurdu ve yönetti. 1926 yılında sesli korolar, 1934 yılında ise "Yaylı Sazlar Grubu"nu oluşturdu. Bu grup zamanla İstanbul Şehir Orkestrası'nın çekirdeğini oluşturdu ve orkestra, Rey'in yönetiminde yıllarca konserler düzenledi.

Türk halk müziğini de eserlerine yansıtan Cemal Reşit Rey, Türk müziğinin çok seslileşmesi için önemli adımlar attı. Birçok operet ve uvertür yazdı. Bunlardan en meşhuru Lüküs Hayat operetidir. Ayrıca, Türkiye'nin 10. yıl dönümü için düzenlenen yarışmada Onuncu Yıl Marşı'nı besteleyerek büyük takdir topladı.

Ankara Radyosu, İstanbul Radyosu ve Filarmoni Derneği gibi önemli müzik kurumlarında da görev yaptı. 1981 yılında devlet sanatçısı unvanını aldı. 7 Ekim 1985 yılında yaşamını yitiren bu önemli sanatçı, Türk müziğinin evrenselleşmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Ölümünden sonra da eserleri ve katkılarıyla unutulmamış, Türk müzik tarihinde önemli bir yer tutmaya devam etmiştir.