ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından Esenboğa Havalimanı'nda ABD'li basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Antony Blinken’ın açıklaması şöyle:
“Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan ile çok iyi, uzun ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik. NATO'nun büyümesi ve genişletilmesi çabaları da dahil olmak üzere ABD ve Türkiye'nin birlikte üzerinde çalıştığı pek çok önemli konuyu ele aldık. Onay protokollerinin Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan tarafından imzalanmasından ve şu anda Türk Parlamentosunda bulunmasından büyük memnuniyet duyuyoruz.
Görüşmede Ukrayna'nın desteklenmesi konusunda yürütülen önemli çalışmaları da konuştuk. Türkiye son birkaç yıldır, özellikle Karadeniz Tahıl Girişimi ve Ukrayna'dan gıda çıkarma çabalarının yanı sıra elektrik şebekesinin desteklenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Terörle mücadele ortaklığımızı güçlendirmeye yönelik çalışmalarımızı, ticaret ve yatırım yoluyla ekonomik ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik çalışmalarımızı ele aldık.
Türkiye'den, G7 ile ilgili bir toplantı için Japonya'ya gideceğim ve mevkidaşlarımla görüşeceğim.
Japonya'nın yanı sıra Güney Kore ve Hindistan'a da gideceğim. Bu ziyaretler, ABD’nin Gazze'deki krize yoğun bir şekilde odaklansa da Hint-Pasifik ve dünyanın diğer bölgelerinde ABD çıkarlarını ilerletmek için yaptığımız önemli çalışmalara son derece bağlı ve odaklanmanın kanıtı.
Gazze'deki sivillerin yaşadıklarından dolayı kaygılıyız. Bu konuda ABD çalışıyor ve İsrail ile "sivil kayıpları en aza indirmek konusunda" görüşüyoruz. Gazze'ye daha fazla insani yardım ulaştırmak için de uğraş veriyoruz.
Gazze'den sivillerin çıkarılması konusunda farklı bölge ülkelerini ziyaret ettim. Önemli adımlar attık. Önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Ve ülkelerde her birinin etkilerini kullanarak çatışmanın bölgeye yayılmaması için elimizden geleni yapıyoruz.
Savaşın bölgeye yayılmasını önlemek kritik öneme sahip. Bölge ülkeleri de bu amaç için büyük çaba gösteriyor.
İsrailliler ve Filistinliler için kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için şartların oluşturulması için bölge ülkeleriyle çok önemli görüşmeler yaptık. Bu konuda çalışmaya devam ediyoruz, bu krizi çözmeye çalışırken sonrasını da düşünüyoruz ve bu konuda önümüzde daha iyi bir yol olması için çabalıyoruz.
Bu konularda ilerleme sağlandığını düşünüyorum. Bölgelere yaptığım ziyaretlerde de farklı şekillerde ABD liderliğinin, ABD diplomasisinin vazgeçilmez olduğu bana aktarıldı.
(Bölge ülkeleriyle) Her konuda anlaşamıyoruz ama en önemli kritik konularda birlikte çalışmak konusunda işbirliği içerisindeyiz ve diğer konularda açık bir şekilde iletişimi sürdürüyoruz. Önemli görüşmeler yapıldı.
ABD Orta Doğu İnsani Meselelerden Sorumlu Özel Temsilcisi David Satterfield ile özellikle insani yardım erişimiyle ilgili ayrıntılar üzerinde çalışıyoruz. Bu yardımları önemli ölçüde artırdık. Çatışmalara insani ara verilmesinin uygulanabilirliği konusunu İsraillilerle görüştük.
Kritik noktalardan biri de "rehineler konusunda ilerleme kaydedilmesi". Bu bizim yoğun olarak odaklandığımız bir konu. Ancak aynı zamanda çatışmalara ara verilmesinin bu öneriyi ilerletmeye de yardımcı olabileceğine inanıyoruz.
Yalnızca Gazze'ye değil, Batı Şeria'da olup bitenlere de çok odaklandık. Batı Şeria'daki aşırılık yanlısı şiddet konusundaki endişelerimizi çok açık bir şekilde dile getirdik. İsrail hükümetinin bu sorunla daha etkili bir şekilde başa çıkma konusunda taahhütlerde bulunduğunu duyduk ve bunun gerçekleşmesini çok yakından takip ediyoruz.
(Soru: Türkiye, Mısır, Katar gibi ülkelerin rehineleri kurtarma konusunda Hamas'la çalışabilecek yeterli güce sahip olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa İsrail bombardımanı durdurmadığı sürece böyle bir şey söz konusu değil mi?)
Rehine konusunun detaylarına giremeyeceğim ancak konu ABD'nin odak noktasında.
Diğer ülkelerin de rehinelerin kurtarılması konusunda önemli rol oynayacağını düşünüyorum. Bu konuda yapılacak yardımlar bir gereklilik.
(Soru: Türkiye, İsveç'in NATO'ya kabulünü desteklemeye hazır olduğuna dair size herhangi bir güvence verdi mi?)
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onay protokollerini imzalaması ve Parlamento'ya göndermesi bizi çok cesaretlendirdi.
Bu konuda ilerleme kaydedileceğine inanıyorum. İsveç'in ittifaka katılma sürecini tamamlamamız için ortak bir kararlılık olduğunu düşünüyorum. Bu, Türkiye'nin de bizim de sahip olduğumuz bir kararlılık.”
