Tekerleğin icadı, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir ve bu icadın kökeni üzerine birçok araştırma yapılmıştır.
Antik çağlarda yapılan kazılarda arkeologlar, tekerleğin ilk örneklerine rastlamışlardır. Bu buluntular, tekerleğin kökenine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
M.Ö. 3000-2500 yıllarına tarihlenen tekerlek kalıntıları, tekerleğin bulunuş zamanını ve yerini daha iyi anlamamızı sağlamıştır.
Amerikalı arkeolog Speiser ve İngiliz arkeolog Woolley tarafından yapılan kazılarda bulunan bu kalıntılar, tekerleğin Neolitik Çağ'ın sonlarına veya Erken Bakır Çağı'na dayandığını göstermektedir.
Bu buluntular ışığında, tekerleğin icadının Mezopotamya'da, özellikle Sümer uygarlığı tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir.
Sümerler, yazıyı icat eden ve kendi dönemlerindeki önemli gelişmeleri kil tabletler üzerine kaydeden bir uygarlıktı.
Tekerleğin de bu kadar önemli bir icat olması nedeniyle, onun da Sümerler tarafından kaydedildiği ve böylece günümüze ulaştığı anlaşılmaktadır.
Özellikle, Bronocice kabı üzerindeki çizimler, tekerleğin Sümerler tarafından kullanıldığına ve bu uygarlığın tekerleği icat ettiğine dair önemli kanıtlar arasında yer alır. Bu, tekerleğin sadece pratik bir araç olmadığını, aynı zamanda teknolojik ve bilimsel ilerlemenin bir simgesi olduğunu gösterir.
Tekerlek, tarım, ulaşım ve sanayide büyük değişimlere yol açarak, uygarlığın gelişimini hızlandırmıştır.