Turgut Uyar'ın şiire olan ilgisi çocukluk yıllarında başladı ve ilkokulda ilk şiir denemelerini yaptı.
Ömer Hayyam, Nedim, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Haşim gibi şairlerin etkisi altında şiirler yazdı.
1946'da dönemin güncel şairlerini okuyarak şiire olan ilgisini daha da derinleştirdi ve 1947'de ilk şiiri 'Yâd' Yedigün dergisinde yayımlandı.
1948'de 'Arz-ı Hal' adlı şiiriyle Kaynak dergisinin düzenlediği bir yarışmada ikinci oldu,1950'de 'Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü' adlı ilk kitabını yayımladı.
1952'de Nurullah Ataç'ın önsözünü yazdığı 'Türkiyem' adlı ikinci kitabı piyasaya çıktı.
1959'da 'Dünyanın En Güzel Arabistanı' adlı şiir kitabı yayımlandı ve bu kitapta yer alan şiirler 1955-1958 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerden oluştu.
Uyar, kariyeri boyunca:
Tüm şiirlerini 'Toplu Şiirler' ve 'Büyük Saat' adlı kitaplarda toplamıştır.
İşte en sevilen şiirlerinden biri...
Üç yıl sonra mıydı bilmiyorum
ama ekimin onbeşiydi biliyorum
ekimin onbeşiydi ama
ekimin onbeşinde ne oldu bilmiyorum
herkesin sular gibi dağıldığı ama herkesin
bir sur önünde miydik bir yolda mı
semtini bilmediğim bir karakolda mı
sonra topluca bir bahçede durduk
bıktım böyle sayrılıklardan
ateşim çıksa neyse ne
neyi bıraksam aklımdan bir suya karışıyor
bir büyük savaşda Kıbrıs kıyılarında
vurulan ve ölen bir askerin
çelik miğferi gibi
dipde ışıltısını görüyorum yalnız
elimi eteğimi çekiyorum bahçeden
sazlıklara vuruyorum belleğimi,
zalim bir ilk yazdı ama yaşadığımız
işte bunu unutmamalı unutmamalı
bir ölüm nefes alırken bir dudakta
öbür bütün şeyleri nasıl anlatmalı
miğferin paslandığını usul usul
bir yangının söndüğünü
ve suların pırıl pırıl kaldığını
bir otobüs Mersin’den Mardin’e giderken
o zaman aşkınla dol kalbim
nerden ne kadar derlediysen o kadar
senin kendine seçtiğin alamet-i farika
uzun bir gece görünümünde geçerli hala