Turgut Uyar - Acının Coğrafyası

Türk şair Ahmet Turgut Uyar, çocukluk yıllarında şiire başladı. İlk şiir denemesini ilkokul yıllarında yaptı. 1948'de Kaynak dergisinin başlatmış olduğu bir şiir yarışmasında 'Arz-ı Hal' adlı şiiriyle katıldı ve yarışmada ikinci oldu. 'Türkiyem' adlı ikinci şiir kitabı 1952'de piyasaya sürüldü. Eserleri hala büyük bir ilgiyle okunuyor ve paylaşılıyor. İşte şairin en sevilen şiirlerinden Acının Coğrafyası...

Büşra Ünal Editör
YAYINLAMA
22 Ocak 2024 08:58
GÜNCELLEME
22 Ocak 2024 16:54
Turgut Uyar - Acının Coğrafyası
Büşra Ünal Editör

Şair - Yazar Turgut Uyar...

Turgut Uyar'ın şiire olan ilgisi çocukluk yıllarında başladı ve ilkokulda ilk şiir denemelerini yaptı.

Ömer Hayyam, Nedim, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Haşim gibi şairlerin etkisi altında şiirler yazdı.

1946'da dönemin güncel şairlerini okuyarak şiire olan ilgisini daha da derinleştirdi ve 1947'de ilk şiiri 'Yâd' Yedigün dergisinde yayımlandı.

1948'de 'Arz-ı Hal' adlı şiiriyle Kaynak dergisinin düzenlediği bir yarışmada ikinci oldu,1950'de 'Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü' adlı ilk kitabını yayımladı.

1952'de Nurullah Ataç'ın önsözünü yazdığı 'Türkiyem' adlı ikinci kitabı piyasaya çıktı.

1959'da 'Dünyanın En Güzel Arabistanı' adlı şiir kitabı yayımlandı ve bu kitapta yer alan şiirler 1955-1958 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerden oluştu.

Uyar, kariyeri boyunca:

  • 1962 -  Tütünler Islak
  • 1968 - Her Pazartesi
  • 1970 - Divan
  • 1974 - Toplandılar
  • 1982 - Kayayı Delen İncir adlı eserleri yayımlamıştır. 

Tüm şiirlerini 'Toplu Şiirler' ve 'Büyük Saat' adlı kitaplarda toplamıştır.

İşte en sevilen şiirlerinden biri...

Turgut Uyar - Acının Coğrafyası...

kente kapandık kaldık tutanaklarla belli
sirk izlenimlerinden seçmen kütüklerinden
yüzlerimiz temmuzdan ötürü sallanır ve uzar
ve her köşe bir tuzaktır
birer darağacıdır her meydan saati
öğle vaktini kesinlikle gösteren
oysa hep güçlü dağları görmenin zamanıdır

çığlığım uzun uzun kalır içimde
yani güller giyinmiş bir adam nerde ben nerde
rüzgâr bir dirimi dört yöne bölerken tepelerde
ve gece duruşmasından yeni çıkmışken
sabahın terazisi eksik tartar gölgemi

artık öyle açık ki kuşkuya yer yok
kim gelirse gelsin acıya hep yer vardır
tutanaklarda duvar diplerinde ve bazı yerlerde
örneğin çukurova ve mekong köylerinde
acıdır ağacın gölgesini yapan
bunu herkes bilir

kutsal acı besleyen acı sütünü emiyoruz
yatıyoruz seninle terli döşeklerde
saati seninle kuruyoruz bir çalar saati
sen donatıyorsun kalbimizi
kalbimiz çoğu zaman yeterli ve ürkek
kendi çoğunluğunu kendi üreterek

kente kapandık kaldık iki cadde iki alan bir saat
mutsuzluk acıya varana kadar
artık yeminimiz bir tatar gölgesi gibi
öyle bir gölge ki belki çok dardır
kısa vakitlerinde aceleci akşamın

artık öyle açık ki kuşkuya yer yok
acıya hep yer vardır aramızda
dört cepli yeleğim aynı kolaylıkla taşır her şeyi
bozuk paraları da umutsuzluğu da
aynı kolaylıkla tutmuş gibi olurum
güneşin yedi renk ayasını

biliyor musun güçlü dağları görmenin zamanıdır
şimdi bir bağırsan çok iyi biliyorum
ya da üst üste silah atsan
kent tepinir belki bütün kuşlar uçar
belki değil mutlaka
ama
bir tanesi mutlaka kalır.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa