Ersin Tatar: Kıbrıs Türkleri, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı geçit töreninde konuştu: "Kıbrıs Türk halkı, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır"

AA
Kaynak AA
YAYINLAMA
20 Temmuz 2024 15:41
GÜNCELLEME
20 Temmuz 2024 15:56
Ersin Tatar: Kıbrıs Türkleri, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır
AA
Kaynak AA

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılı dolayısıyla düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı geçit töreninde konuşma yaptı. Tatar, Kıbrıs Türk halkının Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a teşekkür

Tatar, konuşmasında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Azerbaycan'ın Şuşa şehrinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi'ndeki konuşmasına atıfta bulunarak, Fidan'a Kıbrıs'ta egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelindeki yeni siyasete güçlü destek vermesinden dolayı teşekkür etti.

TDT'nin önemi

Tatar, TDT'nin 21. yüzyılda tüm siyasi dengeleri derinden etkileyebilme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. KKTC'nin Türk devletleriyle her alanda ilişki kurmaya hazır olduğunu ifade eden Tatar, "Türk Devletleri Teşkilatının sınırları, Doğu Akdeniz'e kadar genişletilerek en güneyindeki Türk devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin katılımlarıyla daha da güçlü hale gelmiştir" dedi.

Bayrak teslimi

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, tören birliklerini selamlarken Yavuz Çıkarma Plajı'ndan getirilen Türkiye ve KKTC bayraklarını teslim aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, protokol üyelerini, Türkiye'den ve Azerbaycan'dan gelen milletvekillerini selamlayarak konuşmasına başlayan Tatar, "Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlamanın sevinci ve mutluluğunu yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

Geçmişe yönelik anılar

Tatar, Kıbrıs'taki Rum liderliğinin Kıbrıs Türklerini 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'nde silah zoruyla dışlamaya çalıştığını ve Kıbrıs Türklerini imha etmeyi hedefleyen Akritas Planı'nın 21 Aralık 1963'te Kanlı Noel ile acımasızca uygulandığını anımsattı. Bu süreçte 103 Türk köyünün yakılarak halkın yerinden edildiğini belirtti.

Zorlu koşullarda yaşam

Tatar, "Vefakar ve cefakar halkımız 11 yıl boyunca en zor koşullarda göçmen çadırlarında yaşamış, açlığa ve yoksulluğa itilmiş, boyun eğmemiş, esir olmamış, başı dik mücadele ederek Türklüğün onurunu ve şerefini çiğnetmemiştir," dedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 186 sayılı kararı nedeniyle Rum tarafının Ada'nın tek hükümeti olarak kabul görmesine sitem etti.

Çatışmalar ve şehitler

1963 Kanlı Noel saldırılarıyla başlayan çatışma ve katliamların, Erenköy ve Geçitköy de dahil olmak üzere Kıbrıs'ın çeşitli bölgelerinde 1974'e kadar devam ettiğini vurgulayan Ersin Tatar, 1964'te Erenköy'de öldürülen şair Süleyman Uluçamgil'in Anadolu ve Kıbrıs Türklerinin ortak mücadelesini betimleyen şiirinden bir dize okudu.

Enosis ve darbeler

"Rum-Yunan ikilisi 1963-1974 yılları arasında bir taraftan katliamlar yaparken, diğer yandan da Ada'nın Yunanistan'a ne zaman bağlanacağının hesabını yapmaya devam ediyordu" diyen Tatar, Yunanistan'daki askeri cunta yönetimi ile Rum terör örgütü EOKA'nın 15 Temmuz 1974'te Ada'da yaptığı darbeyle Türk halkını yok etmeyi ve Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak etmeyi hedeflediğini kaydetti.

Tatar'dan tarihe vurgu

Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların baskısının sürdüğü dönemde Kıbrıs Türk halkının Türkiye'den destek beklediğini ifade etti. "15 Temmuz (1974) darbesinden sonraki günlerde sanki aylar geçiyordu" diye konuştu. Tatar, dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit'in Kıbrıs Barış Harekatı öncesindeki hazırlık sürecine değinerek, Türkiye'nin garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı harekat gerçekleştirdiğini hatırlattı.

Girne sahillerine çıkartma

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "20 Temmuz 1974 sabahı, Türk askeri Girne sahillerine ayak basarken, paraşütlerle de gökten yağmur gibi toprağa iniyordu. Bugün halkımız ve mücahitlerimiz büyük bir özlemle Mehmetçikle kucaklaşırken sevinç gözyaşları hala hafızalarımızdan silinmemiştir" dedi; Kıbrıs Türklerinin lideri Dr. Fazıl Küçük ve KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın yaktığı meşalelerin yollarını aydınlattığını belirtti.

Bağımsızlık ve özgürlük yolu

Tatar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerinin de yollarını çizdiğini ifade ederek, "Bu yol, özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet yoludur" ifadesini kullandı. İstiklal Marşı'ndaki "Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal!" dizesine işaret eden Tatar, dünyada hak ettikleri yeri bir gün mutlaka alacaklarını vurguladı.

Rum kesiminin dayatmacı tutumu

KKTC Cumhurbaşkanı, müzakere süreçlerinde Türk tarafının her zaman samimi ve yapıcı olduğunu belirterek, "Amacımız, Kıbrıs'ın ve bölgenin yararına olacak adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktır ama ne var ki değişmeyen Rum zihniyetinin hakimiyetçi ve dayatmacı tutumu, tüm müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur." şeklinde konuştu.

Federal çözüm ve ab üyeliği

Ersin Tatar, Rum tarafının federal çözüm adı altında Kıbrıs Türkü'nün azınlık pozisyonunda olacağı ve ülkenin AB içinde üniter bir yapıda olacağı görüşünde ısrarcı olduğunu söyledi. Ayrıca, Rumların Türkiye'nin garantörlüğü ve müdahale hakkının kaldırılması, Türk askerinin Kıbrıs'tan uzaklaştırılması taleplerinin bulunduğunu belirtti.

Ambargolar ve izolasyonlar

Bu taleplerin devleti ve egemenliği yok etmeyi amaçladığını, dolayısıyla kabul edilemez olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Halkımıza 60 yıldır uygulanan insanlık dışı ambargoların savunulacak hiçbir yanı yoktur. Kıbrıs Türklerine uygulanmakta olan ambargolar ve izolasyonlar, günümüz dünyasında asla kabul edilebilir değildir" dedi.

AB'nin yanlış adımı

Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Kıbrıs sorununa çözüm bulunmamışken 1 Mayıs 2004'te, "tek yanlı ve haksız yere" AB'ye tam üye yapılmasının sorunu daha da karmaşıklaştırdığını belirtti. "Avrupa Birliği güvencesini arkasında hisseden Kıbrıs Rum Kesimi, hiçbir anlaşmaya yanaşmamakta, Kıbrıs Türklerini azınlık haline getirmek ve kendine muhtaç etmek amacıyla söylemlerini giderek arttırmaktadır." diye konuştu.

Yeni siyaset ve beklentiler

Tatar, "60 yıldır çözüm bulmak adına geçirilen boşa zaman, Annan Planı süreci ve İsviçre'deki Crans-Montana görüşmelerinde yaşananların, yerini 2021'de Cenevre'de ilk kez gündeme getirilen yeni siyasete bıraktığını" söyledi. "Beklentimiz, egemen eşit ve eşit uluslararası statü temelinde Kıbrıs Türk halkının pozisyonunun teyit edilmesidir" dedi.

BM Genel Sekreteri'nin tespiti

Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Cenevre Zirvesi'nin ardından yaptığı tespitin net olduğunu belirtti. Tatar, "Sayın Guterres, bir sürecin başlamasına yönelik olarak iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını ortaya koymuş ve değişik fikirlerle gelinmelidir demiştir. Sayın Guterres'in bu söylemi Kıbrıs gerçekleriyle uyum sağlamaktadır" ifadelerini kullandı.

Güney Kıbrıs'ın askeri operasyon merkezi olması

Cumhurbaşkanı Tatar, GKRY'nin bazı ülkelerle anlaşmalar yaparak Güney Kıbrıs'ı askeri operasyon merkezi haline getirmesinin Ada'yı tehlikeye attığını ifade etti. Tatar, Rum yönetiminin yaptığı tarihi hataların Güney Kıbrıs'ı büyük örgütlerin hedefi haline getirdiğini belirtti. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias'ın 16 Temmuz 2024'te Güney Kıbrıs'a yaptığı ziyarette Mari'de bir deniz üssü inşa edilmesi konusunda anlaşmaya vardığını açıkladığını hatırlattı. Ersin Tatar, Türkiye Milli Savunma Bakanlığının 17 Temmuz 2024'te yaptığı açıklamayı da hatırlatarak, Yunanistan Savunma Bakanı Dendias'ın Kıbrıs Türklerini ve Türk ordusunu hedef alan açıklamalarını kınadıklarını belirtti.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın önemi

Kıbrıs Barış Harekatı sayesinde Ada'da son 50 yıldır sürdürülen barışı bozmanın kimsenin hakkı olmadığını vurgulayan Tatar, Rum tarafının provokatif adımlarının ve üçüncü ülkelerle yaptığı askeri anlaşmaların gerginliğe hizmet ettiğini söyledi. Uluslararası camianın, 1963-1974 döneminde Rumların Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılarına seyirci kaldığı gibi, günümüzde de Gazze'ye yapılan saldırılara benzer şekilde seyirci kaldığını ifade eden Ersin Tatar, Gazze'de yaşananların, Kıbrıs'ta Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının önemini gösterdiğini belirtti.

Türk dünyasıyla ilişkiler

Tatar, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nda (EİT) gözlemci üye olarak yer almasının, KKTC'nin uluslararası alanda kabul edilmesi bakımından önemli olduğunu vurguladı. Tatar, Azerbaycan'ın Şuşa kentinde düzenlenen TDT Zirvesi'ne katılmalarının ve KKTC bayrağının dalgalanmasının iki devletli siyasetin güçlenmesi açısından büyük bir başarı olduğunu belirtti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e teşekkür etti.

Doğu Akdeniz'deki haklar

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC'nin Doğu Akdeniz'de Türk dünyasının kalesi konumunda olduğunu ve Mavi Vatan'daki hak ve hukukun korunması için gemilerle, insansız hava araçlarıyla (İHA) ve silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) mücadeleye devam ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben, "Siz, Kıbrıs Türk halkının hakkının çiğnenerek temsil ettirilmediği Birleşmiş Milletler platformunda sesimiz, soluğumuz, nefesimiz oldunuz. 77'nci ve 78'inci BM Genel Kurul toplantılarında yaptığınız milat niteliğindeki konuşmalar Kıbrıs Türk halkı için tarihi anlamda büyük onur ve gurur vesilesidir" diyen Ersin Tatar, Erdoğan'ın güçlü iradesi ve her platformda sesleri olduğu için teşekkürlerini iletti.

GKRY'nin izolasyon politikaları

GKRY'nin KKTC'ye uyguladığı izolasyonların yoğunlaştığını belirten Tatar, "Kısa bir süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının hilafına mülkiyet konusunu siyasileştirerek baskı, tehdit ve diğer yöntemlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni çökertmeye çalışmaktadır" dedi. Tatar, mülkiyet meselesinde çözümün Taşınmaz Mal Komisyonu olduğunu ifade etti.

Miçotakis'in ziyareti

Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılını kınamak üzere Güney Kıbrıs’ta bulunduğunu belirterek, "Kıbrıs konusunda kınanması gerekenlerin en başında Yunanistan gelmektedir" dedi. Tatar, eski Yunan Başbakanı Andreas Papandreou'nun "Namlunun Ucundaki Demokrasi" kitabında, babası Başbakan Yorgo Papandreou'nun 1964 yılında 20 bin Yunan askerini gizlice Kıbrıs'a gönderdiğini iftiharla anlattığını hatırlattı.

Türkiye'nin müdahalesi

Tatar, Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekatı ile Yunanistan'daki cunta yönetimi ve Rum terör örgütü EOKA'nın katliamlarına dur dediğini belirterek, "Merhum Bülent Ecevit'in vurguladığı gibi 20 Temmuz Barış Harekatı hem Güney Kıbrıs'ta hem de Yunanistan'da barış ve demokrasinin tesis edilmesini sağlamıştır" diye konuştu.

Türkiye-KKTC ilişkileri

Tatar, KKTC'nin tanıtılması, ekonomisinin güçlendirilmesi ve refahının artırılması için Türkiye'nin desteğiyle çalıştıklarını belirtti. Bu çabalar için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile KKTC Başbakanı Ünal Üstel arasında imzalanan 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü'nün tarihi önemine değindi.

TBMM'nin tarihi kararları

Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) Kıbrıs konusunda aldığı iki tarihi karara işaret etti: 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı tezkeresi ve 18 Temmuz 2024'te "iki devletli çözüm siyasetimizi destekleyen" tezkere. Tatar, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve tüm milletvekillerine teşekkürlerini sundu.

Liderlere ve şehitlere saygı

Tatar, Kıbrıs'ın özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve diğer önemli liderleri sevgi, saygı ve rahmetle andı. Kıbrıs Türk halkının direnişini, mücahitleri ve gazileri selamlayan Ersin Tatar, "Her zaman ve her koşulda yanımızda olan anavatan Türkiye'ye, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine şükranlarımı sunuyor, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum" dedi.

20 Temmuz'un önemi

Tatar, "20 Temmuz, Kıbrıs Türkü'nün yoktan varoluşudur. 20 Temmuz, varoluş destanıdır. 20 Temmuz, halkımızın küllerinden yeniden doğuşudur" ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı. Konuşmanın ardından, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Tatar'a hediye takdim etti.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa