ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu'nun İsrail'in Gazze'ye yönelik insani yardımları engellediğine dair raporlar sunmasına rağmen, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın bu değerlendirmelere karşı çıkarak Kongreye farklı bir bildirimde bulunduğu ortaya çıktı. Blinken, İsrail'in bu yardımları engellemediğini öne sürerek, askeri yardımların devam etmesini sağladı.
ProPublica'nın araştırmasına dayanan bu önemli bulgular, ABD'nin İsrail'e askeri yardımlarını sürdürmekteki ısrarının ardındaki süreçleri ortaya koyuyor.
USAID'in hazırladığı raporda İsrail'in, insani yardımları kasten durdurduğuna dair net örnekler sıralandı. Bunlar arasında yardım çalışanlarının öldürülmesi, tarım alanlarının yok edilmesi, hastanelerin bombalanması ve yardım taşıyan araçların geri çevrilmesi gibi vakalar yer aldı.
Raporda ayrıca, USAID Başkanı Samantha Power'ın İsrail'in bu eylemlerine sert tepki göstererek, Gazze'deki insani kriz için İsrail'in doğrudan sorumluluğunu işaret ettiği belirtildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu da benzer bir tespitle, Blinken'a sunduğu raporda İsrail'in Gazze'ye insani yardımları engellediğini belirtti ve bu durumun ABD yasalarına göre askeri yardımların durdurulmasını gerektirdiğini vurguladı.
Ancak bakanlığın iç yazışmaları, bu raporlara rağmen askeri yardımların devam etmesinde ABD'nin İsrail Büyükelçisi Jack Lew'in kilit bir rol oynadığını gösteriyor. Lew, Biden yönetimini ve Blinken'ı İsrail lehine ikna etmeyi başardı.
Biden yönetimi, bu süreçte bazı Demokrat Kongre üyelerinin itirazlarına rağmen, Blinken'ın sunduğu raporu temel alarak İsrail'e yönelik askeri yardımlara devam etme kararı aldı.
Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısının ardından Tel Aviv'e yaptığı bir ziyaret sırasında Blinken, "bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım." diyerek İsrail'e sınırsız desteğini ortaya koymuştu
