Ankara’yı karış karış gezerek görülmesi gereken mekanları keşfetmeye devam ediyoruz. Bu hafta Ankara’ya 55 km uzaklıkta bulunan Ayaş ilçesini ziyaret ettik. Tarih öncesi çağlardan beri yerleşim alanı olan, Evliya Çelebi’nin de kalemine yansıyan Ayaş’ın tabiat varlıklarını oluşturan bağlarını Ayaş Belediyesi Eğitim Kültür ve Basın Müdürü Selim Sır eşliğinde gezdik.
İlk olarak Ayaş merkeze 1,5 km uzaklıkta bulunan ve Ayaş’ın bağlarını besleyen Kirazdibi göletine gittik. Mesire yeri olan bu bölgede, ilçenin festivalleri düzenlendiği gibi yoğun olarak balıkçılık faaliyetleri de yapılıyor.
Karadere Bağları
Bir sonraki durağımız olan Karadere bağının en önemli özelliği, Türkiye’de Kaz dağlarından sonra oksijen oranının en yüksek olan yer olması. Dut ve kiraz bahçelerinin yoğun olduğu Karadere bağının bulunduğu bölgede yaşayan insanlarda, oksijen oranın yüksek olması sayesinde KOAH hastalığı; dut tüketimi sayesinde ise guatr hastalığı bulunmuyor.
Ovabağlar ve Arıklar Bağı
Gezdiğimiz üçüncü bağ, Ovabağlar ise Ankara’nın dut ihtiyacını karşılayan boylu boyunca dut ağaçları serili olan bir yer.Son durağımız olan Arıklar bağlarıyla ilgili en güzel tanımı yapan Selim Sır, “Buradaki 2 saatlik uykunuz, Ankara’daki 8 saatlik uykunuza bedel. Ayaş denildiği zaman akla sadece domates gelir ama Ayaşımız bağlarıyla da ünlüdür.” ifadelerini kullandı.
Kaplıca ve İçmeceler
Bağlarından sonra Ayaş’ın şifa kaynağı olan kaplıca ve içmecelerini ziyaret ettik. Prestij Hotel çalışanlarından Buket Şimşek, Ayaş’ın termal sularıyla, Ayaş İçmeceleri’nden Yakup Bal ise içmeceleri hakkında bilgi verdi.
Eklem ağrıları, safra taşı problemi, idrar yolu enfeksiyonu, kaza sonrası oluşan hasarlar, bağırsak sorunları gibi birçok hastalığa iyi gelen şifalı suları için Ankara’nın kuzeybatısındaki yükselen yıldızı Ayaş’ı ziyaret etmelisiniz.