Sabah Gazetesi Spor Yazarı Gürcan Bilgiç, 3 büyükleri ve şampiyonluk yarışını Ankara Masası özel yayında değerlendirdi.
Gürcan Bilgiç, Beşiktaş’ın şampiyon olacağına inandığını söylerken, Fatih Terim’in sürecin böyle ilerlemesi durumda görevi bırakacağını ifade etti.
Erol Bulut’un görevden alınmasının ise son derece yanlış bir karar olduğunun altını çizen Bilgiç “ Emre Belözoğlu'nun göreve gelmesi yanlış değil ama Erol Bulut'un görevden alınması son derece yanlış bir karardı. Şöyle bir realite var; Emre Belözoğlu geldikten sonra takımdaki oyuncu kalitesinin yükselmesini bekleyemezdik. Beklediğimiz tek şey takımdaki motivasyonun, konsantrasyonun işte mücadele azminin farklılaşmasıydı ki bu oldu. Yani 3 maçta da oldu. Daha istekli daha böyle arzulu işte daha isyan eden bir vücut dili bir takım ruhu gördük sahada. Ama oyun olarak Erol Bulut'tan daha iyi miydi? İyi değildi.” Dedi.
BEŞİKTAŞ
Beşiktaş’ın gelişimde 15 günlük sürece dikkat çeken Bilgiç şunları söyledi;
Bir maçı eksik Fenerbahçe'nin 4 puan gerisinde Beşiktaş’ın. Fenerbahçe’nin 7, Beşiktaş'ın 8 karşılaşması var. Galatasaray’ın 8 karşılaşması var. Galatasaray Beşiktaş arasında 8 puan var. Galatasaray’la Beşiktaş'ın maçı var. Bu arada Galatasaray’ın Trabzon’la da maçı olacak.
Dolayısıyla Sergen Yalçın’ın maç sonunda söylediği “kimse 8'de 8 yapamaz” ya da “Fenerbahçe açısından 7’de 7 yapamaz” yaklaşımına yüzde yüz katılıyorum. Yani bütün takımlar puan kaybedecek. Bu aradaki farklara baktığımız zaman dengelere baktığımız zaman yani Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı geçmesi için Beşiktaş'ın 8 puan kaybetmesi gerekiyor.
İki mağlubiyet 1 yenilgi ya da 4 beraberlik alması gerekiyor. Fenerbahçe’nin de hiç puan kaybetmemesi gerekiyor bu etapta. Çok mümkün gözükmüyor. Hem Beşiktaş’ın oynadığı oyuna baktığımız zaman, rakibe koyduğu ağırlığa baktığımız zaman kazanması gereken bütün maçları kazanıyor. Maç içinde kendi kahramanlarını yaratıyor. Ghezzal’ın attığı gol bana şeyi hatırlattı. Bir Fenerbahçeli olarak sen hatırlayacak mısın bakalım. 3-0 dan 4 -3’lük Gaziantep maçında Rapaic’in attığı bir gol vardı hatırlar mısın?
‘Rap rap Rapaic’ tezahüratını getirttiren goldü. Ona çok benzettim bu golü. 3 kişiyi geçti sonra nefis gol attı. 3 gol attı. 3 -2 öne geçirdi takımını.
O nedenle Beşiktaş'ı bir iki adım önde görüyorum. Hatta şampiyon olacağına inanıyorum bu sene. Bence bundan sonra ki kalan sürede ki mücadele, Fenerbahçe ile GS arasında geçecek ve ikincilik için yani Şampiyonlar Ligi'ne girebilmek adına eleme oynayabilmek için olacak. Öyle düşünüyorum.
Transfer dönemi
Hatırlayın Gençlerbirliği'ne mağlup oldular. Antalya ile berabere kaldılar. Yani Başakşehir maçına gelene kadar ki çıkışın başladı maçtı çok kötü günler geçirdi Beşiktaş. Bir milli maç arası, onun üstüne bir bay haftası. Bir arada işte 10 günlük 15 günlük bir süre o süreçte Rosier’i transfer ettiler. Ghezzal’ı transfer ettiler. Aboubakar'ı transfer ettiler. Josef de Souza’yı transfer ettiler. Takımı toparladılar ve çok ciddi randıman aldı Sergen Hoca takımından o süreçten sonra. Randıman alması bir tarafa Beşiktaş'ın önde oynamak isteyen, direkt kaleye gitmek isteyen, çok hızlı pas üreten, pas hızı yüksek olan bir oyun sitemi var. Birlikte paslaşıyorlar, ezbere edilmiş durumdalar. Beklerini çapraz ceza alanına sokuyorlar. Açıklar kenarlara çekiliyor. Aboubakar'ı bir oyun kurucu gibi kullanıyorlar.
Onun yanında Aboubakar-Ghezzal ilişkisinden ciddi performans aldılar. Sıradan bir oyuncu diyeceğimiz Larin neredeyse sezonun yıldızı haline geldi. Yani çok ciddi ürettiler, takım olarak ürettiler. Oyuncuların saha içindeki vücut dillerine baktığımız zaman bir birliktelik, bir inanmışlık, bir arkadaşlık görüyoruz. Bu da çok önemli o yolda yürümekte. Tek sıkıntıları kadrodan mıydı? 13, 14 oyuncuyla oynuyor Sergen Hoca ve sıkışık maç periyodunda acaba dedik bu yorgunluk olur mu?
Ne bileyim beklenmedik sakatlıklar yaşarlar mı? Bir de pandemi eklenir mi? Yani bu konuda problem oluşur mu? Oluşan problemleri de bertaraf etmeyi başardılar. O nedenle çözüm üreten bir takım Beşiktaş ve bu sezonun bence yüzde 70, yüzde 80 şampiyon olarak da bitirecek takım da.
FENERBAHÇE
Erol Bulut’un görevden alınmasında, Başkan Ali Koç’un arkasında durmadığını vurgulayan Bilgiç, şöyle devam etti;
Özellikle Fenerbahçe açısından 3 senelik Ali Koç yönetimi futbol şubesi bakımından yaklaştığımız zaman net başarısızdır. Hem oyuncu seçimlerinde hem transfer seçimlerinde hem teknik direktör seçimlerinde hem seçtikleri teknik direktörlerin arkasında durma sürecinde bir yönetim sabrı gösterme ya da bir plan oluşturmada muvaffak olamadılar. Böyle bir planları var mıydı? Ondan da çok emin değilim. Erol Bulut'un görevden alınmasını son derece yanlış bir karar olarak buluyorum.
Defansın dağınıklığına dikkat çekti
Emre Belözoğlu'nun göreve gelmesi yanlış değil ama Erol Bulut'un görevden alınması son derece yanlış bir karardı. Şöyle bir realite var; Emre Belözoğlu geldikten sonra takımdaki oyuncu kalitesinin yükselmesini bekleyemezdik. Beklediğimiz tek şey takımdaki motivasyonun, konsantrasyonun işte mücadele azminin farklılaşmasıydı. Ki bu oldu. Yani 3 maçta da oldu. Daha istekli daha böyle arzulu işte daha isyan eden bir vücut dili bir takım ruhu gördük sahada. Ama oyun olarak Erol Bulut'tan daha iyi miydi? İyi değildi. Bunu söylemem mümkün değil. Ama 3’te 3’te yapabilirdi.
Yani Malatya maçında çok net bir penaltısı var Fenerbahçe’nin o penaltı verilse gol olurdu olmazdı bilemiyorum ama o verilse belki Malatya maçında kazanıp gelecekti. Bugün 2 puanlık bir farktan bahsedecektik Fenerbahçe adına. Gaziantep maçına baktığımız zaman son 20 dakika Antep 3 tane falan çok net gol kaçırdı. Yani şunu fark etmeleri lazım, bence Erol Hoca onu fark etmişti. Bu takımın problemi gol atması değil, gol yemesi. 33 maç oynamış Fenerbahçe ligde 23’ünde gol yemiş.
Yani sadece 10 maçı gol yemeden tamamlamış. Fenerbahçeliler biraz hatırlamaya çalışırlarsa ne kadar komik goller yediklerini de görürler. Yani öyle bir sarsak, öyle bir beceri noksanı defans oyuncularına sahipler ki rakip atmasa bile onlar atıyorlar rakibi adına. İşte Serdar Aziz Gençlerbirliği maçında kendi kalesine acayip bir gol attı. Nasıl vurdu topa, ne yaptı, ne etti kimse anlayamadı. Geldik Gaziantep maçına bomboş kaleye o gol atamadı. O nedenle hem önümüzdeki senenin planlamasında hem de maçların taktik analizinde ve planlamasında Emre Belözoğlu'nun bu noktayı öne çekmesi lazım.
Yani top bizde olacak işte büyük takım şöyle olur böyle olur bunlar güzel süslü laflar. Ama onu yapacak oyuncun yoksa hataya çok müsait bir takımın varsa sana kalabalık gelen, kalabalık saldıran, her takım bir türlü pozisyon buluyorsa, sezonun yıldızı genç kalecin olmuşsa çok ciddi düşünmesi lazım.
Ali Koç yönetimine eleştiri
Bu transferleri yapıp bu takımı hazırlayan Emre Belözoğlu’nu da teknik adamı beğenmeyip gönderen Ali Koç yönetiminin de çok ciddi düşünmesi lazım. Her şey bir tarafa Erol Bulut özelinde şunu da söylemem de gerekiyor: Fenerbahçe yöneticileri çıktılar, özellikle VAR hakemler üstünden ciddi eleştiriler ürettiler.
İşte Galatasaray maçındaki VAR çizgisi, Gençlerbirliği maçındaki VAR çizgisi, verilmeyen penaltılar, verilen penaltıların iptali üzerine oradan bir kayıp puan skalası çıkardılar.
O kayıp puanları alsaydı Fenerbahçe şu an Beşiktaş'ın 3-4 puan önündeydi. O zaman gönderecek miydin Erol Bulut’u? Başarısız mı diyecekti yani? Yani kendi söylemlerini ve iddialarını da bu Erol Bulut kararıyla inkar etmiş olurlar. Ben çok net haksızlık olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe taraftarı Erol Hoca’nın oynattığı oyundan memnun değildir, haklılar. Hakikaten Beşiktaş gibi ‘şampiyon olacağım’ diyen bir oyunu yoktu Fenerbahçe’nin. Ama 22 yeni futbolcusu olan, teknik direktörü genç ve yeni olan bir kadronun böyle bir fırtınayı ya da böyle bir eşiği geçebilmesi için sizin de dediğiniz gibi zamanı ve sabra ihtiyacı var. Ve sezon öyle bir algı ile yönetildi ki başta Fenerbahçe taraftarları trollendiler.
Acemi teknik direktör dendi, Pelkas 10 numara dendi onun üstüne hakemlerle ilgili ciddi problemler yaşadı Fenerbahçe. Ve o rüzgar içinde maalesef sağlıklı düşünme fırsatı bulamadı, Fenerbahçe yöneticileri ya da Fenerbahçe başkanı. Baskı direkt Erol Bulut'un üstüne bindi. Emre Belözoğlu’nun üstüne ve hatta o gencecik Futbolcuların üstüne bildi. Kolay değil ‘yine mi olacak, eyvah’ diyerek maça çıkmak, maçı sürdürmek. Hedef bir takımsanız, hedefe yürüyorsanız. O baskıyı bertaraf etmeyi başarmalıydı.
GALATASARAY
Galatasaray’ın kalitesinin üst düzey olduğunu ancak, sürecin böyle ilerlemesi durumunda Fatih Terim’in sezon sonunda görevi bırakabileceğini ifade eden Bilgiç, Galatasaray’la ilgili şu noktalara değindi;
Mesela Fatih hoca nasıl yapıyordu? Puan kaybediliyordu, maç bitmiş, diyordu ki ‘bu maç 5 dakika mı uzar? deyip arka tarafında taraftarına farklı yöne konsolide ediyordu. ‘Zemin kötü’ diyordu, ‘hakem kötüydü VAR niye devreye girmedi?’ diye farklı yöne konsolide ediyordu. Yani sürekli olarak faturayı kendi üstlerinden uzaklaştırıyordu. Takımın üstünden uzaklaştırıyordu.
Oluşabilecek baskıyı yok ediyordu. Ve Galatasaray medyası, taraftarı da buna girmişti. Ama Hatay maçından sonra onlar da kırıldı. Yani Galatarasay taraftarı da, medyası ciddi şekilde takımı, Fatih Terim'i, yönetimi eleştirir duruma geldi. Çünkü saklanacakları sığınacakları mazeret kalmadı. Şu an görünen Galatasaray patinaj yapıyor. Patinajı bırakın, geriye gitmeye başladı. Ve Fatih Terim gibi teknik adam buna çözüm bulamıyor.
Galatasaray'ın takımına övgü
Bence Türkiye'nin en kaliteli kadrosu Galatasaray'da.
Kemikleşmişi bırak, oyuncuların kalitesi tek tek baktığımız zaman hem Beşiktaş'ın, hem Fenerbahçe’nin çok önünde. Arda Turan'ı, Marcelo’su, Luyindama’sı, Babel'i, Falcao’sı, Mustafa Muhammed’i transfer ettiler.
Taylan'ın çıkardığı orta yani çok ciddi diğer takımların önünde futbolcu kalitesine sahip Galatasaray.
Ancak böyle giderse sezon sonu bence Fatih Hoca bırakır.
Çünkü Şampiyonlar Ligi’ne gidemezse Galatasaray. İkinci olup bir türlü Şampiyonlar Ligi’ne gitmesi lazım. O paraya ihtiyacı var kulübün finansal fair playdan çıkabilmesi için.
Aynı Fenerbahçe'nin durumuna düşerler. Oyuncu satmak zorunda kalırlar yani gidemezlerse.
Bence iddialı bir takım yoksa Fatih Hoca devam etmez. Çünkü bugünün şartlarına baktığımız zaman, pandemi şartlarında genel kurullar da çok yapılabilecek gibi değil. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın genel kurulu var ikisi de pandemi şartları nedeniyle devam edecekler bence bir sezon daha bir sene daha.
O nedenle Galatasaray yönetimi de cebinden Ali Koç gibi ekstra paralar koyup, transferler yapayım gücüne sahip bir yönetim değil. Fenerbahçe'nin en büyük şansı o oldu. Ali Koç’un şahsi servetini gerçekten bonkörce harcanması oldu.
Genç bir kadro oluşturdular 7 tane yerli ile çıktı. Önümüzdeki sene Futbol Federasyonu eğer karar değiştirmezse yabancı sınırlaması gelir. İlk 11’e 8 çıkacak bir sonraki sene 7 çıkacak, yabancı sayısı azalacak. Fenerbahçe 7 Türk oyuncuyla çıktı son maça ve şampiyonluğa oynayacak bir kadrosu var. Yani oyuncu grubu içinde ki orada da Mesut yok. Yani yerli kalitesi olarak çok önemli ya bu sene olmadı desek bile önümüzdeki sezonlar çok ciddi bir şekilde rüzgarı arkasına alacak bir Fenerbahçe takımı.
