Osman Kavala'dan yargı sürecine eleştiriler

Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutuklu iş insanı Osman Kavala, dava sürecine ilişkin "Çoğulcu, eşitlikçi bir kent hayatını savunan insanların ağır cezalara çarptırılmaları Gezi’nin meşruluğuna gölge düşürmedi; aksine mahkemenin meşruluğunun sorgulanmasına neden oldu" ifadelerini kullandı.
Ankara Masası
|
05 Haziran 2022, Pazar - 14:42
Osman Kavala'dan yargı sürecine eleştiriler

Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala, dava sürecine ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Kavala yazısında, kararın siyasi yönlendirmelerle, hukuk normlarından uzaklaşarak alındığını iddia etti.

Davada alınan kararla yargının meşruluğunun sorgulandığını ifade eden Kavala "Çoğulcu, eşitlikçi bir kent hayatını savunan insanların ağır cezalara çarptırılmaları Gezi’nin meşruluğuna gölge düşürmedi; aksine mahkemenin meşruluğunun sorgulanmasına neden oldu, yargının bu şekilde kullanılmasının tüm yurttaşlar için ne kadar ciddi bir tehdit teşkil ettiğinin herkes tarafından görülmesini sağladı" diye yazdı.

"Bir parkı işgale karşı korudular"

Kavala'nın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

"Gezi deneyiminin dünyada yaşanan neoliberal düzene ve bu düzenin simgelerine karşı düzenlenen eylemlerden bir farkı var. Kamu çıkarlarına zarar veren bir kurum, yabancı bir mekân işgal edilmedi. Gençler, içinde kendilerini iyi hissettikleri, ağaçlarla, yeşille bütünleştikleri, ortak bir yaşam oluşturdukları bir parkı despotça bir müdahaleye, bir işgale karşı korudular. Bu davranışın sağladığı moral, güç ve enerjinin başka tehditlere karşı tavır almalarını da kolaylaştırdığını düşünüyorum.

"Park farklı kesimden insanları izleme fırsatıdır"

Gezi Parkı insanların otomobilleriyle ziyaret ettikleri bir yer değil, Taksim civarında yaşayanların, çalışanların yararlandıkları bir mekân. Orada sohbet eden üniversiteli gençleri, maç yapan ayakkabı boyacısı çocukları, hava almaya çıkmış apartman görevlilerinin ailelerini, Taksim Meydanı’nı seyreden Suriyeli göçmenleri görürsünüz. Parka gitmek sadece ağaçları değil, toplumu oluşturan farklı kesimlerden insanları da yakından izleme fırsatı verir. Eşit ve farklı bireyler olarak aynı mekânı paylaşmaktan huzur duymak, keyif almak bir arada yaşamak için değerli bir deneyimdir, başka yerlerde böyle bir, bir aradalık olmaz, alışveriş merkezlerinde hiç olmaz.

"Dava amaçlananın tersi bir etki yarattı"

Gezi davasının da ağaçların sökülmesine benzer bir etki yarattığına inanıyorum. Gezi davası, Cumhurbaşkanı’nın Gezi’yi kriminalize eden söylemine dayanak olması amacıyla başlatılan bir cezalandırma ve aynı zamanda algı oluşturma girişimiydi. Yani, bir “gösteri davası”ydı. Ancak siyasi yönlendirmeler ve uygulanan çelişkili taktikler sonucu hukuk normlarından, olağan yargılama usullerinden o kadar uzaklaşıldı ki dava amaçlananın tersi bir etki yarattı. Çoğulcu, eşitlikçi bir kent hayatını savunan insanların ağır cezalara çarptırılmaları Gezi’nin meşruluğuna gölge düşürmedi; aksine mahkemenin meşruluğunun sorgulanmasına neden oldu, yargının bu şekilde kullanılmasının tüm yurttaşlar için ne kadar ciddi bir tehdit teşkil ettiğinin herkes tarafından görülmesini sağladı. Bu durumun da birlikte barış içinde yaşama içgüdüsünü tetikleyeceğine, hukuk devletinin kurulması doğrultusunda güçlü bir iradenin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağına inanıyorum."

http://ankaramasasi.com/haber/1553959/osman-kavaladan-yargi-surecine-elestiriler
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.