AB Parlamentosu Türkiye Raportörü Amor’dan 31 Mart yerel seçimleri değerlendirmesi

Avrupa Birliği Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye’de 31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin birinci parti olması ve birçok önemli belediyeyi kazanmasını Türkiye’nin üyelik süreci için olumlu olarak değerlendirdi.
Ersin Küçükbarak
|
26 Nisan 2024, Cuma - 11:30
AB Parlamentosu Türkiye Raportörü Amor’dan 31 Mart yerel seçimleri değerlendirmesi

Amor, Strazburg’daki AP binasında ulusal yayınların yöneticileri ve diplomasi muhabirleriyle bir araya geldi.

Türkiye’ye ilişkin görüşlerini de paylaşan Amor, muhalefetin beklenmedik zafernini paradoksal olarak üyelik süreci için daha iyi bir ortam yarattığını ifade etti.

“Muhalefetin zaferi,  üyelik sürecine nefes etkisi yaptı”

Amor, “Muhalefetin zaferi, yoğun bakımda olan, yapay şekilde ayakta tutulan üyelik sürecine nefes etkisi yaptı” dedi.

Türkiye’de rejimin otoriterleşme trendinde olduğunu dile getiren Amor, önümüzdeki 5-10 yıl içinde ne olacağını bilmediklerini dile getirdi.

Amor, olası bir iktidar değişikliğinde Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin hız kazanabileceğine inandığını vurguladı.

Muhalefetin AK Parti ile adil şartlarda yarışmamasına rağmen seçimleri kazandığını belirten Amor, muhalefet partilerinin bunu dünyaya duyurmak için daha fazla çaba sarf etmemesinin kendisini şaşırttığı değerlendirmesinde bulundu.

 “Türkiye’nin imajıyla ilgili problemler tamamıyla Erdoğan ile alakalı, çünkü onunkinden başka yüz görmüyoruz” diyen Amor, Türkiye’de demokrasinin geldiği noktadan da AK Parti’nin sorumlu olduğunu bildirdi.

Amor, son yıllarda Strazburg’da Türkiye’nin üyelik sürecinin sonlandırılması yönünde görüşlerin sıkça dile getirildiğini, ancak Avrupa Parlamentosu’nda bu yönde bir oylamanın hiçbir zaman başarılı olmaya yaklaşamadığını vurguladı.

AB Parlamentosu Türkiye Raportörü bu tabloyu,  Ankara’nın iç politikası konusunda endişeler artsa ve dış politikadaki ayrışma konusunda çok ciddi endişeler devam etse de Türkiye’yi bir aday ülke olarak tutma tercihinin göstergesi olarak yorumladı.

"  'Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var’' söylemi gerçeği yansıtmıyor"

Türkiye’deki “Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var’’ söyleminin gerçeği yansıtmadığını savunan  Amor şöyle dedi:

Amor, üyelik sürecinin tıkandığını ve Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’nden uzaklaştığını, bunun da AB tarafından giderek bir aday ülke yerine ‘3. ülke’ olarak görülmeye yol açtığını bildirdi.

AB, 3.ülke ifadesini üyelik müzakereleri yürütmediği ama kurumsal işbirliğine gittiği Mısır gibi ülkeler için kullanıyor.

Türkiye’nin AB üyeliği için gerekli reformlar konusunda bir siyasi irade ortaya koymadığını dile getiren Amor, “Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesisiniz ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamıyorsunuz” şeklinde konuştu.

Kayyım eleştirisi

Amor, güneydoğu illerinde seçilen belediye başkanlarına yönelik kayyım uygulamalarını da şu sözlerle eleştirdi:

 "İsveç ve Finlandiya vetosu Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmadı"

Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin devam ettiği sırada uzun süre bloke etmesinin büyük bir hata olduğunu da iddia eden Amor, birçok ülkenin bunu unutmayacağını söyledi.

 Niyet öyle olmasa bile bunun Rusya’ya fayda sağladığına işaret eden Amor, Türkiye’nin uzun süre devam ettirdiği veto kararının Ankara’ya hiçbir şey kazandırmadığını ve sadece Batı’yla olan güven krizini derinleştirdiğini ifade etti.

Amor, “Güven eksikliğinden söz ediyoruz, çünkü güvenilmez bir partner haline geliyorsunuz. Demokrasiler sıkıcı ve öngörülebilirdir” şeklinde yorum yaptı.

"Demokratik adım atılmazsa yeni bir fasıl açılmayacak"

Demokratik anlamda olumlu yönde çok ciddi bir değişim olmadığı sürece Türkiye’yle AB’nin müzakere sürecinde yeni bir faslı ‘hiçbir şekilde’ açmayacağının altını çizen  Amor, Türkiye’nin üyelik yönünde olumlu görülecek bir adım atmak istiyorsa öncelikle AİHM’in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasına ilişkin kararlarını uygulaması gerektiğini belirtti.

Amor, AB’nin Türk hukukunda terör kavramının çok geniş olması konusundaki rahatsızlığını da bir anekdot paylaşarak aktardı.

 Raportör, geçmişte eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaptığı bir görüşmede “Eğer gerçekten anlaşılmak istiyorsanız, eğer gerçek teröristlere karşı bizim yardımımızı istiyorsanız lütfen öğrenciden akademisyene herhangi bir eleştiride bulunan kişiye terörist diye hitap etmeyi bırakın” dediğini aktardı.

AB’nin ‘Türkiye’yi kucaklayıp demokrasi yoluna sürükleme’ gibi bir sorumluluğu bulunmadığına işaret eden Amor, Brüksel ve Strazburg’un Türkiye’yi sadece teşvik edebileceğini vurguladı.

http://ankaramasasi.com/haber/2135505/ab-parlamentosu-turkiye-raportoru-amordan-31-mart-yerel-secimleri-degerlendirmesi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.