Sevmek mi Daha Varoluşsal, Sevilmek mi?

Büşra Ünal
|

İnsan doğası gereği duygusal bir varlık olduğundan, sevgi bu varoluşun merkezinde yer alır. Sevmek ve sevilmek, hayatımızın en temel ihtiyaçlarından ve en karmaşık duygularından ikisidir. 

Peki, hangisi daha varoluşsal bir öneme sahip? 

Bu sorunun cevabını ararken, sevginin iki yönünü de deneyimlemiş biri olarak düşüncelerimi paylaşacağım.


Bence sevmek, sevilmeye kıyasla daha varoluşsal bir eylemdir. 

Sevmek, aktif bir eylemdir; bir başkasına duyduğumuz derin bağlılığı ve değeri ifade eder. Sevmek, karşılık beklemeden vermek demektir. Örneğin, bir anne-babanın çocuğuna olan sevgisi, koşulsuz ve karşılıksızdır. Bu tür bir sevgi, bizi diğer insanlarla derin bir şekilde bağlar ve hayatımıza anlam katar.


Sevmek aynı zamanda kendimizi aşma fırsatı sunar. 

Bir başkası için bir şeyler yapmak, onların ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarımızdan önce koymak, aslında bizim insan olarak gelişimimizi de teşvik eder. Örneğin, sevdiğim bir arkadaşıma yardım etmek için kendi konfor alanımdan çıkmak, bana içsel bir tatmin ve başkalarına değer verdiğimi hissettirir.


Diğer yandan, sevilmek pasif bir durumdur çünkü bu, başkasının bize yönelik hislerine bağlıdır. 

Sevilmek elbette hoş ve önemlidir; insanın özsaygısını, güvenini artırır ve yalnızlık hissini azaltır. Ancak sevilmek, dışsal bir faktöre bağlı olduğu için bize sevmek kadar derin bir varoluşsal tatmin sağlamaz. Örneğin, bir partnerin beni sevmesi beni mutlu eder, fakat bu duygu kendi başına benim varoluşsal anlamımı tamamlamaz.


Sevmek, kişisel gelişimimiz için de esastır. 

Kendimizi ve başkalarını daha iyi anlamamızı sağlar, empati kurma yeteneğimizi artırır. Sevgi vermek, aslında bize yaşamın karmaşasında yol gösterir. Mesela, başkalarını sevmeyi öğrendikçe, hayatın zorluklarıyla başa çıkma konusunda daha yaratıcı ve esnek olabiliriz.


Ayrıca, sevmek, çevremizdeki dünya ile olan ilişkimizi güçlendirir. 

Doğayı sevmek, hayvanları sevmek, sanatı veya müziği sevmek gibi tutkular, hayatı daha dolu dolu yaşamamızı sağlar. Sevilmekten ziyade, bu tutkular bizi anlamlandırır ve varoluşsal bir doyum sunar.


Tabii ki, sevilmek de insan için elzemdir. 

İnsanların sevgisini ve onayını almak, özellikle zor zamanlarda, bizi ayakta tutabilir. Fakat bence sevmek, sevilmekten daha etkileyici bir eylemdir çünkü sevmek bizi geliştirir, evrensel bir bağ kurmamızı sağlar ve hayatımıza aktif olarak anlam katmamızı mümkün kılar.


Sevilmek mutluluk verici ve destekleyici bir duygu olsa da, sevmek daha varoluşsal bir eylemdir. 

Sevmek, kendi egomuzun ötesine geçmemizi, başkalarıyla gerçek, derin bağlantılar kurmamızı sağlar ve bizi gerçek anlamda insan yapan da budur. 

Hayatımızda sevgiye yer vermek, sadece almak değil, aynı zamanda vermekle ilgilidir. 

Dolayısıyla, sevgi dolu bir yaşam sürmek istiyorsak, önceliğimiz sevmek olmalıdır. 

Sevmek, bizleri bencillikten uzaklaştırır ve daha büyük bir varoluşsal amaç doğrultusunda ilerlememizi sağlar. Bu yüzden, varoluşsal anlamda daha dolu bir hayat için, sevmeyi seçmeliyiz. 

Sevgi vermek, yaşamın ta kendisidir. 

Sevilmekten daha zor olsa da, sevmek, hayatımızı gerçekten anlamlı kılan şeydir. 

Bu yolculukta, hem kendimizi hem de çevremizdeki dünyayı daha iyi bir yer haline getirebiliriz. 

Sevmek, bizi biz yapan ve insanlığımızı pekiştiren varoluşsal bir süreçtir.


http://ankaramasasi.com/makale/53198/sevmek-mi-daha-varolussal-sevilmek-mi

Yorumlar (0)