Kültürden sanata, edebiyattan tarihe, sinemadan müziğe, söyleşiden felsefeye kadar hayatın tüm renklerinin ekranlara geldiği TRT 2'de her çarşamba saat 21.00'de yayınlanan ve Türk sinemasının usta yapımcı, yönetmen ve senaristlerinin tecrübe, hikaye ve anılarını paylaştığı "Yerli Sinema" isimli programının bu haftaki konuğu Yönetmen İsmail Güneş idi.
2012'de vizyona giren Ateşin Düştüğü Yer ve ardından 2015 yılında çektiği Kervan 1915 sinema filmleri gibi çok sayıda belgesel filminin yönetmenlik koltuğunda da oturan ve Türk sinema tarihine kaynak niteliğinde eserler kazandıran Güneş, çektiği filmlerin arka planında yaşanan ancak şimdiye kadar hiç bilinmeyenleri "Yerli Sinema" programında TRT 2 izleyicileri ile paylaştı.
Ateşin Düştüğü Yer
İslami sinemanın içinde yer alan Güneş, Ateşin Düştüğü Yer filmini izlediği bir haberden etkilenerek çekmeye karar verdiğini aktardı. Güneş,” Ben o haberi okuduğumda şöyle bir duyguya kapıldım ki o haberi biz filmin içinde kullandık. Haberin aynısını filmin içerisinde televizyondan dinledik. Uçlarını gördük ve oradaki adam pişman değilim diyordu. 3 kızım var üçü de aynısını yapsa onları da öldürürüm diyordu. Baba ve kızın tekrar birbirlerini tanıması için birbirlerini tekrar sevmeleri için neler yapılabilir üzerine düşündüm ve böyle bir hikaye kurdum.” diye konuştu.
Ateşin Düştüğü Yer ile bir töre filmi yapmadığının altını çizen Güneş,” Biz bu filmi asla bir töre filmi, töre cinayeti olarak adlandırmadık. Hiçbir bültenimizin hiçbir tarafında yoktur bu. Ama herkes bunu bir töre cinayeti filmi diye haberleştirdi. Çünkü ezberi öyle onun da ezberi var. Bütün konuşmalarımda soru böyle geldiyse de kesinlikle reddettim. Ben bir töre filmi yapmadım dedim. Ben merhamet filmi yaptım.”dedi.
Kervan 1915
Kervan 1915 filmi ile yaşama ve yaşatmak üzerine bir film yaptığını söyleyen Güneş, “Benim annemi 5000 yıldır yaşadığı Karadeniz kıyısından, suyun kenarından, yeşillikten adını bile duymadığı bir coğrafyaya Halep’e hadi kalk gidiyorsun deseler, bu kadıncağız ne hissederdi? diye anlamaya çalıştım ben. Yani bize yapsalardı ne olurdu? Onu anlamaya çalıştım. Bir de buradan bakın demek için yaptım filmi. Acaba dedim biraz daha böyle insani değerler açısından bakan yaşama ve yaşatma üzerinden bakan bir film olabilir mi diye yaptım” şeklinde konuştu.
