Sabah Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, Ankara Masası özel yayınında Gökhan Gökyıldırım’ın konuğu oldu.
Türkiye’yi heyecanlandıran ‘doğal gaz rezervi müjdesinin’ konuşulduğu programda Okan Müderisoğlu da iyi bir haber verdi.
Müderrisoğlu, Karadeniz’de bulunan kaynağın 320 milyar metreküpten ibaret olmadığın belirtirken, 1000 metre aşağıda 2 katmanda 800 milyar metreküp daha doğal gaz bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE İKİYE KATLANACAK”
800 milyar metreküplük kaynağın Türkiye’nin 20 yıllık ihtiyacını karşılayacağının altını çizen Müderrisoğlu “Matematiksel olarak bakıldığında yılda 40-45 milyar metreküp doğal gaz ithal eden, 15 milyar dolar fatura ödeyen Türkiye, 2023 yılından itibaren kendi kaynaklarını kullanabilir aşamaya geldiği andan itibaren, bu defa 15 milyar doları ülke için kullanacak bunun altını çizelim. Şuan için Türkiye’nin 7 yıllık bir enerjisini karşılayacağını söylüyoruz ama Enerji Bakanı’nın anlatımıyla mevcut deniz tabanından 1000 metre aşağıda 2 ayrı katman ve oldukça önemli bir rezerv tahmini var. Bu havzada toplamda 800 milyar metreküp doğal gaz rezervinden söz ediliyor ki, Türkiye’nin 20 yıllık ihtiyacı. Yani yaklaşık 300 milyar dolarlık bir kaynaktan söz ediliyor. Bu 300 milyar doları önümüzdeki 20 yıl boyunca Türkiye’nin eğitimine, sağlığına, alt yapısına harcadığınızda Türkiye’nin bugünkü tablonun neredeyse ikiye katlanacağını rahatlıkla öngörebilirsiniz.” İfadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’YE ÇEKİLEN OPERASYONLAR AKIBETE UĞRAYACAK”
Bulunan bu kaynak sayesinde Türkiye’ni cari açık diye bir sorunun kalmayacağını belirten Müderrisoğlu “Ve aynı zamanda sadece Karadeniz’de değil Akdeniz başta olmak üzere Libya açıkları başta olmak üzere farklı yerlerde arama yapabilen ve işleten bilen bir Türkiye’nin varlığı bir çok ezberi bozmak açısından da son derece önemli. Ve evet böyle bir keşif Türkiye’nin enerji faturasını azalttığı gibi doğal olarak cari açık probleminin çözümüne ve kur üzerinden Türkiye’ye çekilen operasyonların da akıbete uğramasına da vesile olacaktır. Bu da bizi heyecanlandırıyor.” Diye konuştu.
“TÜRKİYE’YE SIĞINDILAR”
Müderrisoğlu, Türkiye’nin arama çalışmalarına katılan iki mühendise ülkeleri tarafından baskı uygulandığını açıklarken “Fatih sondaj gemisinin Türkiye’ye kazandırıldığı andan itibaren, Türk mühendis ve kaptanlarının yanı sıra, gerek sondaj gerekse sismik çalışmalarıyla uluslararası birikimden de yararlanmak gerekmekteydi. O noktada Türkiye’nin tecrübesine güvendiği uzmanlara gerek kendi ülkelerinden gerekse uluslararası şirketlerden hem tehditler hem baskılar geldi. Özellikle sondaj için geminin yerine sabitlenmesi ve deniz tabanın delinmesi için birikimi olan iki isme doğdukları büyüdükleri ülkeden gelen baskının gücü o kadar arttı ki, bu insanlar şaşırdılar. Niçin normal işimizi yapamıyoruz. Nihayetinde bir arama çalışması biz davet edildiğimiz için varız, bir iş teklifi gelmiş bunun gereğini yapıyoruz. Acaba bu baskının arkasında kim var diye araştırdıklarında, yanlarında Türkiye Cumhuriyeti’ni buldular, bu son derece önemli bir husus. Doğup büyüdükleri ülkeler karşısında Türkiye’nin cömertliğini, Türkiye’nin misafirperverliğini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının gücüne sığınmayı kabul ettiler. O iktisat tasarrufları kapsamında son derece onurlu bir tutum. Uluslararası alanda bu mücadelenin ne kadar acımasız yürüdüğünü, bugün itibarıyla Türkiye’nin nasıl bir mücadele verdiğini gösteren, tarihi bir örnek.” Dedi.
